0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Baykar İdare Şurası Lideri ve Teknoloji Başkanı Selçuk Bayraktar, İstanbul’da ‘Beyoğlu Sohbetleri Türkiye Yüzyılı Buluşmaları’ programına katıldı. Kızılelma ve Bayraktar TB3 İnsansız hava araçlarına ait değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, “Tarihe not düşecek olursak; Bayraktar TB3 ve Kızılelma şayet bir gün vazife alma imkanına erişecek olursa, nasıl ki Bayraktar TB2 SİHA’lar dünya muharebe tarihinde paradigma dönüşümünü yaptı, bunlarda muharebe tarihinde ihtilal yapacak” dedi.

Pera Palas’ta gerçekleştirilen aktifliğe dini kanaat liderleri, milletvekilleri, başkonsoloslar, rektörler, gazeteciler, sanatkarlar, siyasi partilerin ilçe temsilcileri ve çok sayıda farklı meslek kümelerinden bireyler katıldı. Programda İHA, SİHA ve daha birçok şimdiki gelişmeler ele alındı. Soru-cevap halinde ilerleyen Beyoğlu Sohbetleri’nin moderatörlüğünü Beyoğlu Belediye Lideri Haydar Ali Yıldız yaptı.

‘BİZLER İÇİN HAVACILIKTA YENİ BİR DÜNYANIN KAPILARININ AÇILDIĞINI MÜJDELİYOR’

Kızılelma’nın bu uğraşa başladıkları birinci günden beri maksatları olduğunu söyleyen Selçuk Bayraktar, “Artık havacılıkta 5’inci kuşak denilen beşerli son hava uçakları üretiliyor. Kızılelma’ya 6’ncı jenerasyon demek gerçek olmaz zira aslında bakarsanız bu kuşağın devamı değil. Cetlerimiz nasıl ki Ergenekon’da demir dağı eritip yeni bir dünyanın kapılarını açtıysa bizler için havacılıkta yeni bir dünyanın kapılarının açıldığını müjdeliyor Kızılelma’nın birinci uçuşu. Daha yürüyecek çok yolumuz var lakin en azından bu dünyada artık geleceğin havacılık muharebesinde ‘Bizler de varız, oyun kurucuyuz, kural koyucuyuz’ manasına geliyor. Bayraktar TB3 dediğimiz insansız hava aracı da kısa pistli gemilere konuşlanabilecek nitelikte bu sınıfta dünyada üretilen birinci insansız hava aracı olacak. Kızılelma ile birebir sınıfta değil fakat kısa pistli gemilere kalkıp inme kabiliyeti sayesinde çok büyük keşif imkânı sağlayacak. Hatta tarihe not düşecek olursak; Bayraktar TB3 ve Kızılelma şayet bir gün vazife alma imkanına erişecek olursa, nasıl ki Bayraktar TB2 SİHA’lar dünya muharebe tarihinde paradigma dönüşümünü yaptı, bunlarda muharebe tarihinde ihtilal yapacak” biçiminde konuştu.

“FERGANİ, 5-10 YIL SONRA ÜLKEMİZİN UZAY SERÜVENİNE ÖNEMLİ TAKVİYE VERECEK”

Selçuk Bayraktar, Baykar olarak 15 yılda kendi sınıfında dünyanın en düzgünü denilebilecek uçakları yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Bayraktar bir manada dünya tarihine damgasını vurdu. Karabağ’da SİHA’larla kazanılan birinci savaşı Türk orduları kazandı. 28 ülkeye ihraç edildi. Tek kuruş AR-GE takviyesi, kredi almadan 20 yıllık serüvende ki dünyada da bu stil bir savunma sanayi şirketi bulmanız çok zordur. Bırakın onu, teknoloji şirketi bulmanız dahi güç. Başlangıçtan bugüne gelirimizin yüzde 75’inin ihracattan olmasını sağlayan bir platform. Son yıllarda bilhassa SİHA olduğu periyottan itibaren, 2015’ten itibaren bu oran adım adım arttı. Geçtiğimiz yıl yüzde 99,3’tü gelirlerimizdeki ihracatın hissesi ve tek başına tüm savunma sanayindeki ihracatın dörtte birini yapmış olduk.”

Bayraktar, annesi Canan Bayraktar öncülüğünde toplum sıhhati alanında çalışmalar yapması hedeflenen Canan Bayraktar Toplum Sıhhati Vakfını (Cansağlığı Vakfı) kurduklarını belirterek, vakfın, psikoloji, psikiyatri, davranış bilimleri, genetik, immünoloji, onkoloji ve ender hastalıklarla ilgili yaklaşık 7 aydır çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

‘UZAYLA ALAKALI ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTECEK TEŞEBBÜSÜMÜZÜ DE KURDUK’

‘Kızılelma’dan sonra ne var’ sorusunun kendilerine yöneltildiğini belirten Bayraktar, “Uzayla alakalı çalışmalarını yürütecek teşebbüsümüzü de kurduk. Türkiye’nin en yeterli roketçisi Arif hocamızla birlikte. Yörünge transfer araçları ve alçak yörünge kadro uyduları son periyotta gündeme geliyor. Hem haberleşme hem de global konumlama sistemleri üzerine çalışmalar yürütüyor ve bir taraftan da yörünge transfer aracı denilen bir manada otobüse benzetilen araçlarla fırlatma yapıldıktan sonra yörüngeye gitmesi gerekiyor. O araçlar şimdi dünyada yok, bunlara da minibüs diyebiliriz. Uzaya çıktıktan sonra yörüngeye transfer araçlarını. Bu alanda da tekrar tümüyle kendi kaynaklarımızla, kimseden bir kuruş dayanak almadan, Baykar’ın ihracattan elde ettiği gelirler vasıtasıyla uzay teşebbüsümüzü kurduk ve 35 kişilik takımımız adım adım büyüyor. Elbette 5-10 yıl sonra ülkemizin uzay serüvenine önemli dayanak verecek çalışmalarda bulunacağına inanıyoruz. İnsanlığa bu alanda da katkı sunacağını kıymetlendiriyoruz, Fergani isimli uzay girişimimiz” tabirlerini kullandı.

‘HAYATIMIZI BU HUSUSLARA VAKFETTİK’

Bayraktar, “Başından beri hayalini kurduğumuz aslında Kızılelma’ydı. Kızılelma bizim ürettiğimiz, geliştirdiğimiz son platform, ondan sonra uzay çalışmaları başlıyor. Onunla alakalı da şimdi argümanlı konuşmak erken fakat 5-10 seneye önemli şeyler olması için çaba ediyoruz. Biz hayatımızı bu hususlara vakfettik. Bütün birikimimizi, kaynağımızı, ne imkanımız varsa hepsini ülkemizin ve insanlığın yararına ve teknoloji geliştirmeye adadık. O yüzden bizim gayemiz savunma endüstrisinde ülkemizin gösterdiği başarıyı tüm öbür sivil alanlara yaymak. Ulusal teknoloji atağı Kızılelma da bir manada budur zira fakat bu olursa ülkemiz medeniyetler yarışında hak ettiği yere lakin o formda gelir” dedi.

‘PRENSİPLER VE MEVCUT KONJONKTÜR UYARINCA EN HAKİKAT TERCİHİ YAPTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM’

Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna ile Türkiye ortasındaki savunma endüstrisindeki bağların devam etmesi kararında nasıl bir yol izlendiğiyle ilgili sorulan soru üzerine Ukrayna ile çalışmaya 2016 yılında başladıklarını söyleyen Bayraktar kelamlarına şöyle devam etti:

“Tam tarihini hatırlamamakla birlikte sanırım 2019’da teslimatlara başladık. Dünyada SİHA geliştirilen çok az sayıda ülke var ve Bayraktar’da onlardan bir tanesi. Teslimatlara başladıktan sonra savaş çıktı. Ukrayna Rusya’yı işgal etmedi, Rusya Ukrayna’yı işgal etti. Açıkçası bunun hukuksal ve insani açıdan baktığımızda legal olduğunu değerlendirmiyoruz. Bizim taahhütlerimiz var ve savaş çıkmış lakin imzalar atılmış. Bir taraf çok daha güçlü, siz vermeyeceğim dediğinizde bir kez taahhütünü yerine getirmeyerek taraf tutmuş oluyorsunuz. Bizim açımızdan bakacak olursak, bu kadar yol arkadaşlığı yapmışsın, kuruluş ve şahsi olarak baktığınızda kaypaklık yapmış oluyorsunuz. Münasebetiyle bizler için bedeli ne olursa olsun dosdoğru durmak, gayretin kendisi açısından da en hakikat tavır olacağından burada prensipler ve mevcut konjonktür uyarınca en hakikat tercihi yaptığımızı düşünüyorum. Bunun dışında bir şey yapacak olsaydık açıkçası ahlaki bir seçim olmayacaktı.”