0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) ve Diyarbakır Kuyumcular Odasının birlikte düzenlediği toplantıda DTSO ismine konuşan Meclis Üyesi Serdar Ay, konuşmasına Gazze’ye yapılan atakları kınayarak başladı. Ay, hazırlık basamağında oldukları kimi aktiflikleri Gazze’ye yönelik taarruzlar nedeniyle iptal ettiklerini de belirtti.

Diyarbakır’ın maden sanatı alanında da birincilerin yaşandığı kadim bir kent olduğunu belirten Ay “Yerleşik ömrün birinci yaşandığı yerlerden olan ilimiz, tıpkı vakitte Anadolu’da madenden yapılmış birinci takıları kullananların da yurdu olmuştur. Vilayet hudutları içerinde yer alan Çayönü’nde yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bulgular, bu coğrafyada madeni takıların kullanımının Neolitik Periyoda kadar gittiğini göstermiştir.

180 İLE 200 KESİMDEN OLUŞUYOR

Diyarbakır Hasır Bileziği’nin geçmişi 300 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Diyarbakır Hasır Bileziği’ni başka hasır bileziklerden farklı kılan en kıymetli özellikleri kısaca sıralamak isterim, Diyarbakır Hasır Bileziği külliyen el personelliği ile yapılan, 180 ile 200 modülden oluşan, Mezopotamya’yı temsil eden güneş ve gül motifleri ve kilit sisteminin kullanılması onu başka bütün hasır bileziklerinden ayıran temel özelliklerin başında gelmektedir.

Diyarbakır Hasır Bileziği üzere, vilayetimizin klasik el sanatlarında hak ettiği noktaya gelmesi için çalışmalarımızı devam ettirdiğimizi ve kısa müddet içinde Kişnişli Kolye tescilinin de yapıldığı ve kısa mühlet içinde sonuçlanacağı muştusunu paylaşmak isterim” dedi.

DIŞ ÜLKELERE İHRACAT YAPILMASI HEDEFLENİYOR

Kuyumcular Odası Lideri Mehmet Yüksel ise Diyarbakır’a has Hasır Bileziği’nin seri üretimine geçilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “ Hasır Bileziği’nin 2 yıldır tanıtımını, çalışmasını yapıyoruz. Fuarlarda dev firmalarla bir ortaya gelerek Hasır Bilezik ihracatına ait çalışmalar yaptık. Bu hususta seri üretime ivedilikle geçmenin eksikliğini gördük. Bunun çalışmasını yaparak dış ülkelere ihracatını yapacağız. Diyarbakır Hasır Bileziği’ni yalnızca Türkiye değil artık dünya da tanıyacak.”