0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 AK Parti Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Lideri Özgür Özel’in partisinin lokal seçimde belediye lider adaylarının belirlenmesine yönelik açıklamalarına ait, “Şimdiki de geldi ‘ön seçimle belirleyeceğiz’ dedi, sonra ‘ön seçim için kâfi takvim yok’ diyor. CHP tıpkı CHP’dir. Kemal Kılıçdaroğlu hiç yoktan ‘demokrat’ üzere yapıyordu, şimdikinin birinci vazgeçtiği şey kendi kelamı oldu. Bir siyasi partinin kendi içindeki çelişkileri yönetemezken devlet hayatı hakkında bu kadar argümanlı cümleler kurması bir garabettir.” dedi.

Çelik, katıldığı “AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Vilayet Liderleri Çalışma Kampı” akabinde AA muhabirine, gündeme ait açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Yerel seçimler öncesinde en değerli çalışmalardan birini, vilayet liderleriyle yaptıklarını söz eden Çelik, kampta gerçekleştirdikleri 20’ye yakın çalıştayla vilayetlerin beklentilerini, seçim öncesi yapılması gereken hazırlıkları ve vatandaşların taleplerini ele aldıklarını, bu mevzularda sorular soruduklarını ve ortak akılla karşılıklar aradıklarını belirtti.

Kamp kapsamında AK Parti Genel Başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş’ın yanı sıra Genel Lider Yardımcıları Erkan Kandemir, Ali İhsan Yavuz, Yusuf Ziya Yılmaz ile kendisinin sunumunun olduğunu aktaran Çelik, “Stratejimiz açısından genel merkezimizle vilayet liderlerimiz ortasında uyumun sağlanması bakımından bütün çalışmaları gözden geçiriyoruz. Genel Başkan’ımızın, Cumhurbaşkanı’mızın verdiği talimatlar doğrultusunda bizde olan belediyeleri daha güçlü biçimde alabilmek, bizde olmayan ve vatandaşımıza güzel hizmet götürülmeyen belediyeleri, AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın belediyecilik anlayışıyla tanıştırabilmek için yapılması gerekenler konusunda da geniş bir çalışma yapılıyor.” diye konuştu.

Çalıştayların vilayetlerin, bölgelerin bütün fotoğrafının görülmesi açısından kıymetli olduğunu vurgulayan Çelik, “Bunlardan çıkan sonuçlar mahallî seçimlere yönelik stratejimizin, kampanyamızın belirlenmesinde ana doneyi oluşturacak.” dedi.

AK Parti’nin siyasetin tabiatına uygun siyaset yaptığına ve toplumsal taleplerin tümünü siyasi temsile çevirdiğine dikkati çeken Çelik, “Kamptan çıkan sonuçlar teşkilatların mahallî seçimlere yönelik beklentilerini, tespitlerini, vatandaşlarımızın bize ilettiklerini tam olarak ortaya çıkardığı için mahallî seçimlere yönelik stratejimizin ana omurgasını oluşturacaktır.” tabirini kullandı.

“İLÇE LİDERLERİNİN İŞTİRAKİYLE DA BİR ÇALIŞMA YAPACAĞIZ” 

Bütün ilçe liderlerinin iştirakiyle da bir çalışma yapacaklarını aktaran Çelik, kelam konusu toplantının tarihinin Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın programına nazaran belirleneceğini söyledi.

AK Parti’nin, teşkilatlarının değerlendirmelerini siyasete çevirme konusundaki örnek yapısını bir sefer daha ortaya koyduğunu lisana getiren Çelik, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanı’mız mahallî seçimlerde üstün bir muvaffakiyet elde edilmesine yönelik tüm ünitelerimize talimat verdi. Buradaki çalışmalarımızda her vilayet ve bölgeler için 10’a yakın soruya yanıt aranıyor. Vatandaşımızın bizden beklentisi, bizim mahallî seçime yönelik yapmamız gerekenler, vilayetlerin, ilçelerin taleplerine kadar bu çerçeve net bir biçimde bedellendiriliyor. Bugün bu sonuçlara ulaşılmıştır. Bu sonuçlar hem genel merkez ünitelerimiz hem strateji heyetimizle paylaşılacak ve o doğrultuda strateji yapılandırılacaktır.”

Çelik, mahallî seçimlerde AK Parti’nin, belediye başkanlığı kazanamadığı vilayetlere yönelik farklı bir strateji belirleyip belirlemeyeceğine ait soruya, “Bunlar Strateji Kümesi’nin da ele alacağı ve daha sonra Genel Başkan’ımıza, Cumhurbaşkanı’mıza arz edeceği hususlar. AK Parti ve Cumhur İttifakı belediyeciliğinden mahrum olan vilayetlerde vatandaşlarımızdan, belediyecilik hizmetlerinin olmamasına dönük büyük itirazlar gelmektedir. O itirazların çerçevesinde biz de vatandaşımızın talebi nedir, bizden ne istiyorlar diye bunları görerek o vilayetlere dönük olarak da çalışmalarımızı yapılandıracağız.” karşılığını verdi.

“TÜRKİYE’DE REJİMİMİZ ÜZERİNDE MUTABAKAT TAMDIR” 

Yargıtay’ın, Türkiye Emekçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Seyahat Parkı davası sanığı Can Atalay’a ait kararı ve Anayasa Mahkemesinin (AYM) üyeleri hakkında cürüm duyurusunda bulunulması kararına ait CHP Genel Lideri Özgür Özel’in “darbe” sözünü kullanmasına yönelik değerlendirmesi sorulan Çelik, Anayasa’nın, Cumhurbaşkanlığı makamına devlet organları ortasında ahengin gözetilmesi misyonunu verdiğini hatırlattı.

Demokrasilerde anayasal organlar ortasında birtakım farklı kanaatlerin çıkabileceğini belirten Çelik, “Bu çıktığı vakit bu ahengin sağlanması vazifesi Cumhurbaşkanlığı makamına verilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘Hakem konumdayız, üzerimize düşen misyonu yerine getireceğiz’ dedi. Şayet bu ahengin sağlanması bakımından yasal ve anayasal boşluklar varsa bunların giderilmesi TBMM’nin misyonudur.” dedi.

CHP Genel Lideri Özel’in “sokak daveti yapması” ve “Türkiye’de darbe var” biçimindeki açıklamalarını, “Yassıada zihniyeti” olarak nitelendirdiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:

“Onlar demokratik kültüre alışkın olmadıkları için Türkiye’de demokratik hayatta çözülmesi gereken problem çıktığında, bunu daima olarak çabucak bir ‘darbe girişimi’ olarak sunmaya çalışıyorlar. Türkiye’deki en büyük sıkıntılardan biri, demokratik hayat içindeki olağan birtakım tartışmaları CHP’nin öteden beri bir rejim tartışması haline getirmesidir. İktidara geldiğimiz vakitten beri rastgele bir mevzuda sistem üzerinde bir düzgünleştirme, ıslahat yapmaya çalıştığımızda CHP bunu rejim tartışması haline getirirdi. Türkiye’de rejimimiz üzerinde mutabakat tamdır, rejim ile ilgili Türkiye’nin bir sorunu yoktur.”

Türkiye’de rejimin çeşitli darbe ve post-modern darbelerle tehdit edildiğini, temel rejim krizlerinin askeri yahut bürokratik vesayet vakitlerinde, demokratik rejim ortadan kaldırılmak istendiği vakitlerde yaşandığını belirten Çelik, “O darbe yahut vesayet teşebbüslerine en büyük dayanak veren siyasi tertip kimdir? CHP. Kendilerinin bu türlü bir geleneği varken demokratik, devlet hayatının içinde çıkabilecek her krizi ‘bir darbe’ olarak nitelendirmeleri yanlıştır.” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU DEVRİNDEN BİLE DAHA GERİ AÇIKLAMALARDIR”

Ömer Çelik, CHP Genel Lideri Özel’in seçilir seçilmez “Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyetine saldırdığını” belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Bunlar ‘değişim’ diye ortaya çıktılar lakin bu, şunu gösterdi ki aslında CHP’de rastgele bir siyasi yazılım değişimi olmamıştır. Onlar yalnızca biyografiyi değiştirmişler. CHP Genel Lideri’nin biyografisi değiştiği vakit bunu siyasi değişim zannediyorlar. Siyasi değişim, siyasi fikirlerin, demokratik sisteme yaklaşımın, demokratik sistem içindeki tartışmalara yaklaşımın ele alınmasıyla ilgili bir değişimdir. Özel’in birinci ortaya koyduğu açıklamalar, Kemal Kılıçdaroğlu devrinden bile daha geri açıklamalardır. Kemal Kılıçdaroğlu demokratik bir üslubu sürdürmeyi öğrenememişti lakin en azından öğrenmiş üzere yapıyordu. Bütün bunlar olmadığı vakit ne oldu? Artık çabucak bir tartışmayı darbe olarak nitelendirip Sayın Cumhurbaşkanı’mızın siyasal yasallığına saldırmak yalnızca Yassıada zihniyetinden beri alışkın olduğumuz demokrasiyi, siyasi sistemi zehirleme faaliyetinin bir devamıdır.”

Türkiye’nin demokrasisinin olgun olduğunu, sistemin çalıştığını, yapılacak işlerin kuralları, kurallarının muhakkak olduğunu vurgulayan Çelik, “Sistem içinde tahlilin yolları, türel tahlil yolları, yasama organın yapacakları aşikardır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız çok yüksek bir meşruiyetle, ulusal iradeyle vazifesinin başındadır.” dedi.

“ÖNCEKİNDEN DAHA OTORİTER YAKLAŞIMLARIN ORTAYA ÇIKTIĞI GÖRÜLECEK”

“CHP Genel Lideri Özel’in, partisinin ön seçimle lokal seçim adayı belirlemesine yönelik bir hafta içinde iki farklı değerlendirmesinin olduğu” istikametindeki telaffuzlara ait niyeti sorulan Çelik, şunları kaydetti:

“Seçim vaktinde bunları gördük, evvelki Genel Lider da ‘demokrasi, çoğulculuk’ demişti, kendileri üzere düşünmeyenleri tehdit etmeye, demokrasiyi zehirleyecek formda terör örgütlerine alan oluşturmaya başladılar. Şimdiki de geldi ‘ön seçimle belirleyeceğiz’ dedi, sonra ‘ön seçim için kâfi takvim yok’ diyor. Onun için diyoruz ki bu bir siyasal değişim değil, bu bir biyografi değişimidir. CHP birebir CHP’dir. Göreceksiniz evvelkinden daha otoriter birtakım yaklaşımların ortaya çıktığı görülecek. Kemal Kılıçdaroğlu hiç yoktan ‘demokrat’ üzere yapıyordu, şimdikinin birinci vazgeçtiği şey kendi kelamı oldu. Bir siyasi partinin kendi içindeki çelişkileri yönetemezken devlet hayatı hakkında bu kadar tezli cümleler kurması bir garabettir.”