Sivas’ın Zara ilçesinde yaşayan iki kardeş, 3 yıldır istiridye mantarı üretimi yaparak bölge iktisadına değerli bir katkı sağlıyor. Bu teşebbüsleriyle yalnızca iktisada değil, birebir vakitte Sivaslılara da yeni bir lezzet sunan iki kardeş insanların sağlıklı ve doğal bir eser tüketmelerine imkân sağlıyor. Senelerce plazalarda çalıştıktan sonra pandemi sürecinde ve sonrasında insanların organik besine gereksinim duymasını göz önüne alan ve memleketine geri dönerek üretim yapmaya karar veren Mehtap Karaoğlu Keleş, “insanların artık et almada zorluk çektiğini gördüm. Buna bağlı da protein eksikliğinin uzunluk gösterdiğini gözlemledim. Kardeşimle el ele verip bu türlü bir teşebbüste bulunduk” halinde konuştu.
“MEMLEKETİME DÖNEREK YARARLI BİR İŞ YAPMAYI İSTEDİM”
Memleketine yararlı bir iş yapmayı amaçladığını belirten Keleş, “İlk etapta ön lisanstan mezun oldum. Sonra lisansa tamamladım ve yüksek lisans yaptım. Eğitim hayatımı sürdürürken farklı iş kollarında çalıştım. Yaklaşık üç yıl İstanbul’da plazalarda çalıştım. Pandemi sürecinde ve sonrasında insanların organik besine gereksinim duymasını göz önüne aldım ve memleketime geri döndüm. Memleketimde yararlı bir iş yapmayı istedim. Zira beşerler organik eserlere ulaşmakta epey zorluk çekiyorlar. Ben bu durumu en net biçimiyle İstanbul’da gözlemledim. Bununla birlikte insanların artık et almada zorluk çektiğini gördüm. Buna bağlı da protein eksikliğinin uzunluk gösterdiğini gözlemledim. Kardeşim Doğan Necmettin Karaoğlu grafik tasarım mezunu. O da okul bittikten sonra buraya geldi. Kardeşim bu türlü bir fikir sundu. Sonucunda iki kardeş el ele verip bu türlü bir teşebbüste bulunduk” dedi.
“BİR YİYEN BİR DAHA İSTİYOR”
Zara halkının bu esere birinci başta çok yabancı olduğunu söyleyen Keleş, “Yaklaşık üç yıldır bu işi yapıyoruz. Zara’nın şiddetli hava şartlarından ötürü vakit zaman ekimlerimizi ötelemek zorunda kalıyoruz. Çok çok sıcak ve kurak periyotlar yaşıyoruz ve bu eser kuraklığı sevmiyor. Tabi sıcağın yanı sıra soğuk olduğu devirlerde de çadırı ısıtmamız zorlaşıyor. Çiftçiler hakikaten çok kuvvetli bir hayat sürüyorlar. Bunu herkes duyuyor fakat yaşamak hakikaten güç. Eserler tonaj bakımından farklılık gösteriyor ama rahatlıkla bin kiloluk eser elde ediyoruz. Birinci sene ektiğimizde İstanbul’a dahi eser gönderdik. Burada kimse bilmiyordu fakat artık yiyen bir daha istiyor” sözlerini kullandı.
KAYNAK: İHA
News
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.