Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ne zaman başlaması gerektiği sorusu iktisatçıları ikiye bölmüş durumda. Geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon rakamının beklentilerin üzerinde gelmesi ile birlikte bu tartışma daha da alevlendi.
Bir tarafta, beklenti üzerinde gelen enflasyonun Merkez Bankası’nı daha uzun bir süre “şahin” olmaya zorlayacağını savunanlar var, ki ben de bu görüşteyim. Amaç enflasyonu düşürmekse, daha güçlü gelen bir enflasyon, daha uzun süreli bir dezenflasyon politikası gerektirir.
Diğer tarafta ise, sıkı para politikasının reel sektör üzerinde yarattığı tahribatı dile getirerek Merkez Bankası’ndan gevşeme bekleyen “daha güvercin” bir grup var. Dezenflasyon politikasının bir “acı reçete” olduğu ve reel sektör de dahil olmak üzere toplumun tüm kesimleri üzerinde maliyet yaratacağı zaten biliniyordu. Tam da bu ağır maliyetten dolayı Eylül 2021 sonrası gelen faiz indirimlerine enflasyonu kontrolden çıkaracağını düşündüğümüz için karşı çıkmıştık.
Dolayısıyla acı reçetenin bilinen ve öngörülen yan etkileri devreye girdiğinde dezenflasyon politikalarını vakitsiz gevşetmek bana mantıklı gelmiyor. Bilakis, güçlü gelen enflasyon verisi enflasyon probleminin salt para politikası ile düşürülemeyecek kadar büyük bir problem olduğunun altını çizip maliye politikasını eyleme çağırmalıdır.
Faiz politikasına cevap verme lüksü olmayan düşük gelir kesimlerini yüksek faiz politikası ile zorlamak yerine, güçlü talebin kaynağı olan yüksek gelir gruplarının maliye politikası ile sisteme dahil edilip vergilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
GENEL
09 Aralık 2024GÜNDEM
09 Aralık 2024GENEL
09 Aralık 2024GÜNDEM
09 Aralık 2024GENEL
09 Aralık 2024GÜNDEM
09 Aralık 2024SPOR
09 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.