İsrail’in, Gazze ve Lübnan’daki saldırıları, İran ile karşılıklı misilleme saldırılarının gölgesinde olası bir bölgesel savaş sonrası tüm dünyayı derinden etkileyecek tehlikeyi Enerji Uzmanı Emrah Özgül açıkladı.
Enerji Uzmanı Emrah Özgül, Orta Doğu’da her gün şiddetlenen savaş gerilimini, olası İsrail-İran savaşı sonrası çıkabilecek bölgesel savaşın dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini Haber7.com için kaleme aldı.
‘SAVAŞ KÜRESEL ENERJİ POLİTİKALARINI VE GÜVENLİĞİNİ DERİNDEN ETKİLEYEBİLİR’
7 Ekim olaylarının akabinde İsrail’in Gazze’ye saldırılarının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bu saldırganlığın sonuçları Orta Doğu’da telafisi mümkün olmayacak bir bölgesel çatışma ve savaş ortamına zemin hazırlamaktadır. Gazze’deki siviller, yaşanan derin travma ile birlikte günlük yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, İsrail’in saldırgan ve yayılmacı politikaları çatışmada Lübnan, İran ve Yemen’de yeni cephelerin açılmasına yol açmıştır. Bu durum, Orta Doğu toplumları arasında yaygın bir bölgesel savaş korkusunu körüklemektedir.
Küresel barışçıl çabaların yetersiz olması sebebiyle uluslararası barış gücü kapsamında görev yapması gereken uluslararası güçler ve Birleşmiş Milletler gibi kurumların itibarı sarsılmıştır. Barış sağlama görevini üstlenmesi beklenen bu kurumların, çatışmaların derinleşmesine karşı etkili bir müdahalede bulunamaması ve çözüm üretememesi bölgedeki güvensizliği artırmakta ve çatışmaların daha da büyümesine zemin hazırlamaktadır.
Son bir yıldır devam eden jeopolitik gerginliklerin sosyolojik, ekonomik ve tarihsel birçok sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu sonuçlar Orta Doğu’nun yanı sıra küresel enerji politikaları üzerinde de etkili olması kaçınılmazdır. Özellikle İsrail – İran, Lübnan arasında olası bir savaş yalnızca bölgesel dinamikleri değil, küresel enerji politikalarını ve güvenliğini de derinden etkileyebileceği öngörülmektedir.
KÜRESEL ENERJİ PİYASALARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Dünya genelindeki enerji talebinin yaklaşık yüzde 32’si Orta Doğu’dan karşılanmaktadır. Bölgesel oluşabilecek herhangi bir savaş enerji arzının kesintiye uğramasına neden olacaktır. Bölgede bulunan enerji altyapılarına yönelik saldırılar küresel enerjiyi olumsuz etkilemektedir. Örneğin; 14 Eylül 2019’da Husiler, Suudi Aramco’nun Abqaiq-Khurais petrol işletme tesislerine saldırı düzenlemiştir. Bu saldırı Suudi petrol üretimini geçici olarak sekteye uğratmıştır. Küresel üretimi de yüzde 5 oranında azaltmıştır.
İsrail’in doğalgaz ihraç yolları Lübnan ile olan sınır bölgesinden geçmesi, özellikle Kızıldeniz’de ticaret gemilerine yapılan Husilerin saldırıları, uluslararası birçok nakliye şirketinin Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz’den geçmek yerine Ümit Burnu etrafından geçmesine neden olmaktadır. Bu durum Avrupa’dan Asya’ya giden bir geminin büyüklüğüne bağlı olarak 9 -10 gün deniz yolculuğu süresini arttırarak, enerji tedarik zincirinin bozulmasına sebep olmaktadır. Aynı zamanda Doğu Akdeniz gaz
sahalarını ve ulaşım rotalarını bozmak, boğazlardan geçen gemilere saldırmak ve Hürmüz Boğazı’ndaki gemileri engellemek hiç şüphesiz küresel enerji arzını olumsuz yönde etkilemektedir. Risk ve belirsizlik arttıkça, spekülatif ticaret ve sigortacılık sektör enflasyonunun artışıyla fiyatlar daha da yükselecektir.
‘ORTA DOĞU ÖNEMLİ BİR PETROL İHRACATÇISIDIR’
Orta Doğu önemli bir petrol ihracatçısıdır. Bölgede oluşan gerginlik ve belirsizlik enerji arz ve talebini doğrudan etkileyecektir. Dünya Bankası, Körfez Bölgesi ihracatını 2 milyon ve daha fazla varil azaltacak herhangi bir çatışmanın petrol fiyatlarını beklenmedik şekilde artıracağını belirtmektedir.
2023’te yaklaşık 9 milyon varil petrol ve petrol ürünü Kızıldeniz’den geçmiştir. Süveyş Kanalı ile birlikte bu koridor küresel tedarik ticaretinin %15’ini yönetmektedir. Husiler’in deniz yollarındaki tacizleri sebebi ile birçok deniz taşıtı rotalarını Ümit Burnu tarafına çevirmiş olsa da azımsanmayacak oranda tankerler yüksek sigorta primlerini kabul etmektedirler.
Buna ek olarak İranlı otoriteler Hindistan, Çin ve Japonya’ya giden küresel petrol ürünlerinin yaklaşık %21’inin geçişini aksatmışlardır. Devrim Muhafızları’nın yabancı tankerlere el koyması ticareti de sekteye uğratmaktadır.
KÜRESEL ENERJİ ENFLASYONU VE EKONOMİK ETKİLERİ
Enerji ticareti, Orta Doğu ve Akdeniz Bölgesi’nde en önemli ekonomik faktördür. Akdeniz, Avrupa’nın doğalgaz ihracatının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Bu nedenle olası bir bölgesel savaş, Avrupa’nın enerji güvenliğini tehdit edecektir. Özellikle, Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığı göz önüne alındığında alternatif enerji kaynaklarına yönelmek daha da önem kazanacaktır.
OLASI BİR BÖLGESEL SAVAŞTA ENERJİ ENFLASYONU KRİZİ
Olası bir bölgesel savaş durumunda enerji fiyatlarındaki enflasyon etkisi kendisini küresel anlamda daha da hissettirecektir. Enerji fiyatlarındaki artış genel enflasyonu da arttıracaktır. Özellikle Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkelerde, yüksek enerji maliyetleri, hane halkı ve işletmeler üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Yüksek enerji fiyatları ekonomide büyümeyi yavaşlatarak istihdam kayıpları yaşanacak, ülkelerin enerji kaynaklarına erişimindeki belirsizlik yatırımları da olumsuz etkileyecektir. Yatırımcıların belirsizlik ve risk ortamında yeni projelere girmekten çekinmesinden kaynaklı bölgenin enerji altyapısının gelişimi de engellenecektir. Tüm bu sebeplerden dolayı da dünya
genelinde ülkeler, enflasyon ve ekonomik sorunlar ile mücadele etmek zorunda kalacaktır.
GÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGENEL
11 Kasım 2024GÜNDEM
11 Kasım 2024GENEL
11 Kasım 2024GÜNDEM
11 Kasım 2024GENEL
11 Kasım 2024GÜNDEM
11 Kasım 2024SPOR
11 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.