John F. Kennedy suikastı, sadece Amerika Birleşik Devletleri’ni değil, dünya tarihini değiştiren planlı bir cinayettir. Resmi anlatıya göre suikast, Lee Harvey Oswald tarafından bireysel bir girişim olarak gerçekleştirilmiştir. Ancak gerçekte, bu suikastın arkasında İsrail ve ABD derin devleti bulunmaktadır. Kennedy, İsrail’in nükleer silah geliştirme programına karşı çıktığı ve ABD’yi kontrol eden derin devletin etkisini kırmaya çalıştığı için hedef alınmıştır.
Kennedy, İsrail’in Dimona Nükleer Tesisi’nde yürüttüğü gizli silah üretim faaliyetlerini kesin bir şekilde durdurmak istiyordu. 1963 yılında İsrail Başbakanı David Ben-Gurion’a yazdığı resmi mektuplarda, nükleer tesislerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından denetlenmesi gerektiğini açıkça belirtti. Kennedy’nin bu kararlılığı, İsrail’in nükleer silah sahibi olma planlarının önündeki en büyük engeldi. Ben-Gurion, bu baskılar sonucu görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Ancak İsrail, Kennedy’nin bu girişimlerini durdurmak için daha ileri bir plan hazırladı: Onu ortadan kaldırmak.
Kennedy, ölümünden kısa bir süre önce yaptığı bir konuşmada, İsrail’in ABD iç politikasına ve derin devlete nüfuz ettiğini açıkça dile getirdi. Bu konuşmada Kennedy, “gizli topluluklar ve örgütlenmiş güçlerin” Amerikan demokrasisini tehdit ettiğini söyledi. Dimona’daki nükleer silah üretimine karşı olan tavrı, İsrail’in planlarını bozuyor ve İsrail lobilerinin Washington’daki etkisini doğrudan hedef alıyordu.
Kennedy’nin konuşmaları, ABD’nin bağımsızlığını koruma ve yabancı etkilerden arındırma çabasını net bir şekilde ortaya koyuyordu. Ancak bu tutumu, hem İsrail’in hem de ABD derin devletinin çıkarlarına ters düştü.
Kennedy’nin ölümünde sadece İsrail değil, ABD derin devleti de doğrudan sorumludur. Kennedy, CIA ve Pentagon’un kontrolsüz gücüne karşı kapsamlı reformlar hazırlıyordu. CIA’in dış politikadaki müdahaleci rolünü azaltmak ve gizli operasyonlarını sınırlandırmak istiyordu. Ayrıca Kennedy, Federal Rezerv’in para basma yetkisini iptal ederek ABD Hazine Bakanlığı’na devretme kararı almıştı. Bu durum, finans sektörü ve derin devlette büyük bir rahatsızlık yarattı.
İsrail ve ABD derin devleti, ortak çıkarlarını korumak adına Kennedy’yi ortadan kaldırmak için iş birliği yaptı. İsrail, nükleer silah programını güvence altına almak istiyordu. ABD derin devleti ise Kennedy’nin reformlarını engelleyerek kontrolünü sürdürmek istiyordu. Bu suç ortaklığı, Kennedy’nin suikastıyla sonuçlandı.
Kennedy’nin suikastı, hiçbir şekilde bireysel bir girişim değildi. Bu cinayet, hem İsrail hem de ABD derin devleti tarafından organize edilen çok katmanlı bir plandır. Lee Harvey Oswald, dikkatleri dağıtmak için kullanılan bir günah keçisiydi. Suikastın ardındaki gerçek organizatörler, Kennedy’nin ölümünün ardından hızla kendi çıkarlarına uygun politikaları hayata geçirdi.
John F. Kennedy, yalnızca bir birey değil, bağımsızlık ve reform anlayışının temsilcisiydi. İsrail ve ABD derin devleti, Kennedy’nin bu duruşunu kendi çıkarlarına tehdit olarak gördü ve onu ortadan kaldırarak hedeflerine ulaştı.
Bu suikast, yalnızca Kennedy’nin değil, demokratik süreçlerin ve ulusların bağımsızlığının hedef alındığını açıkça göstermektedir. İsrail, nükleer silah geliştirme hedefine Kennedy’nin ölümüyle ulaşırken, ABD derin devleti ise kontrolünü sağlamlaştırdı. Kennedy suikastı, modern tarihin en net ve planlı güç oyunlarından biridir ve perde arkasındaki gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadadır.
GENEL
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024GENEL
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024GENEL
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024SPOR
13 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.