Türk futbolu son yıllarda saha içinden çok saha dışındaki olaylarla gündemde. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun, Galatasaray’a yönelik 1 milyon 907 bin Türk Lirası değerinde manevi tazminat davası açması da bu durumu perçinleyen son olaylardan biri. Ancak burada asıl tartışılması gereken, Mourinho’nun bu davayı açma gerekçesi değil, onun bizzat derbi sürecinde ortaya koyduğu tutumdur.
Önce Hakaret, Sonra Mağduriyet!
Mourinho’nun derbide Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’a yönelik yaptığı maymun benzetmesi, futbol camiasında büyük tepki topladı. Bu kabul edilemez tavrın ardından gelen eleştiriler ise hiç de şaşırtıcı değildi. Ancak Mourinho ve onun arkasındaki güçler, her zaman olduğu gibi olayları tersine çevirmekte gecikmedi. Kendisine yöneltilen eleştirileri bahane ederek Galatasaray’a tazminat davası açan Mourinho, futbolun içindeki rekabeti farklı bir boyuta taşımış oldu.
Ali Koç ve Acun Ilıcalı’nın Şımarttığı Teknik Direktör
Bu noktada asıl mesele, Mourinho’nun bu cesareti nereden aldığıdır. Fenerbahçe’nin, özellikle de Koç Grubu’nun desteğini arkasına almış Ali Koç’un, kulüp yönetiminde yarattığı atmosfer, Mourinho gibi isimlere sınırsız özgüven kazandırıyor. Üstelik medya gücüyle sürekli desteklenen Acun Ilıcalı’nın da Mourinho’yu adeta pamuklara sarması, onun pervasız çıkışlarını daha da körüklüyor. Sürekli mağduriyet yaratmaya çalışan bu zihniyetin, saha içindeki performansı değil, saha dışındaki hamleleri ön plana çıkardığını görmek üzücü.
Futbolun Ruhu ve Adaletin Gereği
Mourinho gibi dünya futbolunun büyük isimlerinden biri olan bir teknik direktörün, Türkiye’de saha içi başarısıyla değil, polemiklerle anılması üzücü. Ancak daha da üzücü olan, bu tür hareketlerin bir alışkanlık haline gelmesi ve futbolun ruhunu kirletmesi. Futbol, rekabetin, mücadelenin ve sportmenliğin sahada yaşandığı bir oyundur. Fakat Mourinho ve onun arkasındaki destekçileri, futbolu hukuk yoluyla dizayn etmeye çalışarak oyunun ruhuna zarar veriyor.
Bu noktada futbolseverlerin de, basının da, kulüp yöneticilerinin de sorumluluğu büyük. Hangi takım olursa olsun, kimsenin hakaret etme, ardından da mağdur rolüne bürünme hakkı yoktur. Türkiye’de futbolun tekrar gerçek anlamda rekabetçi ve adil bir hale gelmesi için bu tür olaylara karşı dik durulmalı, futbolun saha içinde kazanılması gerektiği hatırlatılmalıdır.
GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025EKONOMİ
18 Mart 2025GENEL
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.